SİNOP'TA GEZİLECEK YERLER

      Anasayfa  ///  Ankara ///  İstanbul  ///  İzmir   ///  Eskişehir  ///  Gaziantep /// Bartın Amasra ///  Rize /// Trabzon  /// Ordu /// Sinop

                             KARADENİZ'DE BİR AKDENİZ ŞEHRİ: SİNOP

 

Karadenizin güzel, şirin, küçük mü küçük ili. Deniz tatili yapmak için Karadeniz’de ondan daha güzeli yok emin olabilirsiniz.

 Samsun’dan yaklaşık 3 saatli bir yolculuk sonrası Sinop’a varıyoruz. Her yer yürüme mesafesinde bu şirin şehirde. 

Sinop otogarı şehir merkezine epey uzak. Servise atlayıp merkeze iniyoruz ve soluğu doğruca konaklayacağımız Sinop Öğretmenevinde alıyoruz.

 Öğretmenevini bulmak kolay, zaten şehir küçük olduğundan kime sorarsanız gösteriyor.

Konaklama seçenekleri çok, pansiyonlar, oteller, tatil köyleri. Her bütçeye ve zevke uygun seçenek var.

Öğretmenevi binası oldukça eski, tarihi bir bina. İki katlı.

 Birinci katta restoran, resepsiyon vs. var. Bahçesinde  insanlar oturmuş sohbet ediyor..Odaların tavanları çok yüksek. Çok hoş bir bina. Temiz, düzenli.

Çantalarımızı bıraktıktan sonra alışılageldiği üzere şehirde dolaşmaya başlıyoruz. 

Uğur Mumcu meydanı’ndan geçerek sahile iniyoruz.

Gördüğümüz diğer Karadeniz kentlerinden oldukça farklı. Denizde kanolar, muzlar, deniz bisikletleri, paraşütler, jet-skileriyle adeta bir Akdeniz kentini andırıyor.

Deniz şehir merkezinde oldukça sakin. Bu da Karadeniz de alışık olmadığımız şeylerden biri. 

Ancak Akliman diye bir yer var. Orası da tatilcilerin tercih ettiği yerlerden biri ama denizi çok dalgalı.

Şehir merkezinde denize girmek isteyenler için DSİ ve Yuvam plajı çok uygun nezih yerler.

Gezi tekneleri tur için yolcularını bekliyor, cıvıl cıvıl, çok hareketli bir sahili var. Sahil boyunca cafeler, çay bahçeleri dolu. İnsanlar çay içerken balık bile tutuyor.

Dolaşa dolaşa eski Sinop Cezaevi’ni buluyoruz. Burası çok etkileyici, özellikle içinde kimlerin yattığını bilenler için. 

Acılara sebep olan o yüksek duvarların içinde dolaşmak hüzünlü.Hatta zaman zaman ürkütücü. 

Işık bile sızmayan karanlık  hücreler, demir kalın el ve ayak zincirleri korkutucu.

Sabahattin Ali’nin o ünlü dizeleri kaleme aldığı koğuşuna giriyoruz;

“Başın öne eğilmesin,

Aldırma gönül aldırma”

Pek diyecek bir şey yok, garip, karmaşık hislerle ayrılıyoruz cezaevinden.

Yeniden yollardayız. Sinop Kalesi hemen deniz kenarında. Başlıyoruz dik merdivenlerinden tırmanmaya. Vakit akşamüstü, deniz pırıl pırıl, berrak ve sakin. Kalede oturup bir şeyler içerek seyrediyoruz denizin güzelliğini.

Hemen kaleden inince liman var. Gemi yanaşmıyor anladığım kadarıyla artık bu limana. Sinop halkı balık tutmak için akın etmiş. Balık tutma merakı olanlar için her türlü olta, yem vs. araç gereç satılıp, kiralanıyor burada.